13 Nisan 2014 Pazar

TUZLU KAHVE

Kıza bir partide rastlamıştı.. Harika birşeydi. O Gün peşinde o kadardelikanlı vardı ki… Partinin sonunda kızı kahve içmeye davet etti.Kız parti boyu dikkatini çekmeyen oğlanın davetine şaşırdı ama tam birkibarlık gösterisi yaparak kabul etti. Hemen köşedeki şirin kafeye oturdular.Delikanlı öyle heyecanlıydı ki, kalbinin çarpmasından konuşamıyordu.Onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı…

“Ben artık gideyim” demeye hazırlanırken, delikanlı birden garsonu çağırdı.

“Bana biraz Tuz getirir misiniz” dedi. “Kahveme koymak için.”

Yan masalardan bile şaşkın yüzler delikanlıya baktı. Kahveye tuz! Delikanlıkıpkırmızı oldu utançtan ama Tuzu kahvesine döktü ve içmeye başladı.

Kız, merakla “Garip bir ağız tadınız var.” dedi.. Delikanlı anlattı: “Çocukkendeniz kenarında yaşardık. Hep deniz kenarında ve denizde oynardım.Denizin Tuzlu Suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben.Bu tadı çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadıdilimde hissetsem, çocukluğumu, deniz kenarındaki evimizi ve mutluailemi hatırlıyorum… Annemle babam hala o deniz kenarında oturuyorlar.Onları ve evimi öyle özlüyorum ki…”

Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının… Kız dinlediklerindençok duygulanmıştı. İçini bu kadar samimi döken, evini, Ailesini bu kadarözleyen bir adam, evi, Aileyi seven biri olmalıydı. Evini düşünen, eviniarayan, evini sakınan biri… Ev duyusu olan biri… Kız da konuşmayabaşladı. Onun da evi uzaklardaydı. Çocukluğu gibi…

O da ailesini anlattı. Çok şirin bir sohbet olmuştu… Tatlı ve sıcak.Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel başlangıcı olmuştu tabii…Buluşmaya devam ettiler ve her güzel öyküde olduğu gibi, prenses,prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yaşadılar. Prensesne zaman kahve yapsa prensine içine bir kaşık tuz koydu, hayat boyu…Onun böyle sevdiğini biliyordu çünkü…

40 yıl sonra, adam dünyaya veda etti. “Ölümümden sonra aç” diyebir mektup bırakmıştı sevgili karısına. Şöyle diyordu, satırlarında: “Sevgilim,bir tanem. Lütfen beni affet. Bütün hayatımızı bir yalan üzerine kurduğumiçin beni affet. Sana hayatımda bir tek kere yalan söyledim.. Tuzlu kahvede.

İlk buluştuğumuz Günü hatırlıyor musun? Öyle heyecanlı ve gergindim ki,şeker diyecekken ‘Tuz’ çıktı ağzımdan. Sen ve herkes bana bakarken,değiştirmeye o kadar utandım ki, yalanla devam ettim. Bu yalanın bizimilişkimizin temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti. Sana gerçeği anlatmayıdefalarca düşündüm. Ama her defasında korkudan vazgeçtim.Şimdi ölüyorum ve artık korkmam için hiçbir sebep yok…

İşte gerçek: Ben tuzlu kahve sevmem! O garip ve rezil bir tat.Ama seni tanıdığım andan itibaren bu rezil kahveyi içtim.Hem de zerre pişmanlık duymadan. Seninle olmak hayatımınen büyük mutluluğu idi ve ben bu mutluluğu tuzlu kahveye borçluydum.Dünyaya bir daha gelsem, herşeyi yeniden yaşamak, seni yenidentanımak ve bütün hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim,ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da…”

Yaşlı kadının gözyaşları mektubu sırılsıklam ıslattı.



Lafı açıldığındabirgün biri, kadına “Tuzlu kahve nasıl bir şey?” diye soracak oldu..

Gözleri nemlendi kadının…Çok tatlı!.. dedi…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder